Anasayfa / Genel / KOOPERATİFLERİ DİĞER KİŞİ VE MAL TOPLULUKLARINDAN AYIRAN ÖZELLİKLER

KOOPERATİFLERİ DİĞER KİŞİ VE MAL TOPLULUKLARINDAN AYIRAN ÖZELLİKLER

KOOPERATİFLERİ DİĞER KİŞİ VE MAL TOPLULUKLARINDAN AYIRAN ÖZELLİKLER

Mustafa YAVUZ/Gümrük ve Ticaret Uzmanı

1.Giriş

Hukuki anlamda kişi, hukuki ilişkilere taraf olabilen, hak sahibi ve yükümlü (alacaklı ve borçlu) olabilen hukuk öznesidir. Hukuk nazarında kişiler “gerçek kişiler” ve ‘‘tüzel kişiler” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Gerçek kişiler; din, dil, ırk, cinsiyet vb. farklar gözetilmeksizin bütün insanlardır.

Tüzel kişiler de (hükmi şahıslar), belli bir amacı gerçekleştirmek üzere örgütlenmiş, hukuk düzeninin bağımsız birer varlık olarak tanıdığı kişi veya mal topluluklarıdır. Tüzel kişiler kendi içinde kamu ve özel hukuk tüzel kişileri, özel hukuk tüzel kişileri de yine kendi içinde “kişi toplulukları” ve “mal toplulukları” şeklinde tasnif edilmektedir.1

Hukukumuzda öngörülen kişi topluluklarından birisi de kooperatiflerdir. Kooperatifler; kişilerin sosyal, ekonomik, kültürel ihtiyaçlarını, arzularını karşılayabilmek gayesiyle bir araya gelen kişilerin oluşturduğu, demokratik olarak yönetilen özerk yapılardır. Ekonomik güçlük ve sıkıntıların aşılmasına yönelik olarak kurulan kooperatiflerin temelinde dayanışma, karşılıklı yardım ve birlikte yararlanma ilkeleri yer almaktadır.

Kooperatiflerin, diğer özel hukuk tüzel kişilerinden farklı bazı özellikleri ve kendilerine özgü bir yapıları bulunmaktadır. Esasen kooperatifler, dernekler ve diğer kişi ve mal toplulukları ile ticaret şirketlerinden, çeşitli noktalarda değişiklik gösteren kişi birlikleridir. Kişi birlikleri, amaçları ile birbirinden ayrılırlar.2

Dolayısıyla, kooperatifler bir sermaye birleşmesi değil, bir şahıs birleşmesidir. Başka bir deyişle, şahısların ortak amaçları doğrultusunda maddi ve manevi güçlerini birleştirmeleri neticesinde yaptıkları işbirliğidir.3

İşte bu çalışmada, kooperatifleri diğer kişi ve mal topluluklarından ayıran özellikler tüm yönleriyle ele alınmış ve incelenmiştir.

  1. Kooperatifleri Dernek, Vakıf, Sendika Ve Siyasi Partilerden Ayıran Özellikler

Kooperatiflerin kurumsal özellikleri, amaçları, ilke ve değerleri ile işleyişleri dikkate alınarak, bu yapıların diğer kişi ve mal topluluklarından farklılıkları aşağıda irdelenmiştir.

2.1. Dernekler

“Dernek” terimi 5253 sayılı Dernekler Kanununun 4  2/1-a maddesinde, “kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi toplulukları” olarak tanımlanmıştır. Bu tanım kapsamında derneklerin, kazanç paylaşma dışında ancak başka bir amaçla kurulması gerekmektedir.

Kooperatifler sosyal yönü kuvvetli ortaklıklar olduğu için faaliyet alanları itibariyle derneklerle karıştırılabilmektedir. Amaçları bakımından çakışan noktaları olmakla birlikte kooperatifler, ortaklarının ekonomik menfaatlerini ön plana çıkarmaları nedeniyle derneklerden ayrılırlar.

Dolayısıyla, kooperatifleri derneklerden ayıran en belirgin özellik “amaç”ta  görülür. Derneklerin  amacı,  üyeleri  için  kazanç  paylaşımı  olmayıp,  belirli bir ideali gerçekleştirmektir.5 Başka bir deyişle, dernek üyelerinin etrafında birleştiği amaç manevi (ideal) niteliktedir. O halde dernekler, üyelerinin ekonomik yararlarını korumak amacıyla kurulmaz.

Zira Anayasa Mahkemesinin bir kararında da vurgulandığı üzere, kooperatiflerin amacı bireyin ekonomisini geliştirmektir. Ekonominin geliştirilmesi geniş kapsamlı ve çok yönlüdür.

Bireyin günlük yaşam için gerekli ve kıt olanaklarla tek başına elde edilmesi zor gereksinimlerini ucuza sağlayabilmesi, rahat ve yaşam koşullarına uygun bir konut edinebilmesi, mesleği ile ilgili araçları kolaylıkla elde edip kullanabilmesi, teknik ilerleme ve düzenli pazarlama olanakları oluşturulması kooperatifleşmekle olabilmektedir.

Dernekler ise, bireylerin tek tek gerçekleştirmeyi başaramayacağı amaçlara ulaşabilmek için güzelleştirmek, özendirmek, iyilik yapmak gibi amaçlarla kurulurlar.  Ne kâr paylaşmaya yönelik ticari bir gayeleri vardır, ne de amaçlarında böyle bir ekonomik eğilime rastlanır.

Derneklerde ekonomik amaç, çok istisnai durumlarda ve bazı koşullara bağlı olarak kabul edilebilir. 6  Bununla beraber, amaçlarını gerçekleştirmek için gelire ihtiyaç duymaları halinde dernekler ticari işletme kurabilirler (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 7 -TTK- md. 16).

Bu durumda, kooperatifler hem sosyal hem de ekonomik kuruluşlar olduğu halde, derneklerin amacı tamamen sosyaldir. Kooperatifler sosyal ve ekonomik fayda sağlamak amacıyla kuruldukları halde, dernekler üyelerine ve başkalarına hizmet vermek amacıyla kurulurlar.8

O halde, kooperatiflerin faaliyetleri ve sağladıkları menfaatler içe dönüktür; derneklerde ise genellikle dışa dönük durumdadır. Buna bağlı olarak, kooperatiflerde, hizmetlerden yararlananlar kooperatifin kendi ortakları iken, derneklerde faaliyetlerden yararlananlar dernek dışı başka kişilerdir.

Son olarak belirtelim ki, kooperatiflerde bireyler amaca yönelik iş gücü, parasal katkılarını kefalet, karşılıklı yardım, dayanışma gibi yollarla sağlarken, derneklerde amaca ulaşmak için kişisel beceri ve başarı ön plandadır.

2.2. Vakıflar

Kazanç paylaşma amacı taşımayan özel hukuk tüzel kişilerinden biri de mal topluluğu niteliğinde olan vakıflardır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda9  vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal toplulukları olarak tanımlanmıştır (md. 101).

Vakıflar genellikle kamu yararını gerektiren eğitim, kültüre hizmet etme, sağlık, sosyal güvenlik ve toplumsal yardım gibi alanlarda kurulmaktadır. Vakıflar, derneklerden farklı olarak sadece sosyal amaç taşıyabilirler. Ticari amaçlarla vakıf kurulamaz. Bununla birlikte, hedeflenen sosyal amaca ulaşabilmek için ticari işletme işletebilirler.

Vakıflar, ortaklık unsurunun bulunmaması, tek kişinin irade açıklamasıyla veya vasiyet yoluyla kurulabilmesi ve mal topluluğu olmaları özellikleriyle kooperatiflerden ayrılırlar.10

Konuyu biraz daha açmak gerekirse, vakıflarda ortaklık gibi bir unsur bulunmayıp; kurucu, yönetici ve vakıftan faydalananlar vardır. Kooperatiflerde ise “ortak” unsuru önemlidir. Keza ortaklar kooperatifin varlık sebebidir.

Ayrıca, vakıflar tek bir kişinin irade açıklamasıyla kurulabildiği halde, kooperatifler en az yedi kişi tarafından kurulabilir. Bunun yanında vakfın, vasiyet yoluyla kurulabilmesi, onu diğer özel hukuk tüzel kişileriyle birlikte kooperatif tipinden de ayıran bir özelliktir. Vakıfların, belirli bir amaca özgülenmiş bir mal topluluğu niteliğinde olmalarına karşılık, kooperatiflerin bir kişi topluluğu olmaları ise her iki kurumun temel ayırım noktasıdır.11

2.3. Sendikalar

Kooperatiflerin ve sendikaların ortaya çıkışlarında, müşterek yön ve benzerlikler olmasına rağmen, bunların amaçları ve düzenledikleri alanlar birbirlerinden farklıdır. Sendika; işçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için en az yedi işçi veya işverenin bir araya gelerek bir işkolunda faaliyette bulunmak üzere oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır (6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu 12 md. 2/1-ğ).

Bu çerçevede sendikalar, üyelerinin sosyal ve ekonomik haklarını savunmak amacı ile kurulmakta ve yine üyelerinin çalışma koşullarını geliştirme, iktisadi durumlarını kuvvetlendirme maksatlarını gütmekte ve hedeflerine ulaşmak için toplu sözleşme, grev, politik hareketlere katılmak ya da bunları desteklemek gibi araçlar kullanmaktadır. Sendikalar, amaçları ile düzenlendikleri alanlar bakımından ve kitle örgütü olmaları hasebiyle kooperatiflerden ayrılırlar.13   Sendikalar daha çok işçi kesiminin ekonomik çıkarlarını savunmak ve geliştirmek için kurulan örgütlerdir. Kooperatifler ise benzer ihtiyaçlara sahip kişilerin tek başlarına gideremedikleri ihtiyaçlarını birlikte tedarik edebilmek için kurulurlar. Sendikalar; amaçları, uygulamaları, düzenleme alanları bakımından kooperatiflerden çok farklıdır.14

2.4. Siyasi Partiler

Siyasi partiler, Anayasa ve kanunlara uygun olarak; Cumhurbaşkanı, milletvekili ve mahalli idareler seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak demokratik bir Devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır (2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu 15  md. 3).

Kooperatifler ve siyasi partiler, birer kişi topluluğu olmakla birlikte, her iki kuruluşun amaçları birbirinden farklıdır. Siyasi partilerin amacı, propaganda yoluyla toplumdaki siyasi iradenin oluşumunu etkileyip, bu yolla siyasal iktidarı sahip olarak devlet ve toplum düzenini kendi dünya görüşüne göre belirlemektir. Kooperatifler ise ortaklarının ekonomik dayanışmasını ön planda tutarak sadece ortaklarının yararına hareket eden kuruluşlardır. Siyasi partiler, ekonomik bir amaç gütmediklerinden derneklere benzerler ve bu yönü ile de kooperatiflerden ayrılırlar. 16

  1. Kooperatifleri Diğer Ticaret Şirketlerinden Ayıran Özellikler

1163 sayılı Kooperatifler Kanununun17  5146 sayılı Kanunla18  değişik 1. maddesinde kooperatifler, “tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar” şeklinde tanımlanmıştır.

Bu tanımla aynı doğrultuda olmak üzere, TTK’nın 124/1. maddesinde ticaret şirketlerinin; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibaret olduğu hükme bağlanmıştır. Söz konusu hükümlerden hareketle, kooperatifler birer ticaret şirketidir ve bu hususta herhangi tereddüt bulunmamaktadır.

Ancak, açıklamak gerekir ki, nitelikleri itibariyle kooperatifler ticaret şirketi olarak kabul edilse de, kanun koyucu kooperatifleri şahıs şirketi ve sermaye şirketi şeklinde yapılan ayrımın dışında tutmuştur.

Bunun yanında, kooperatifler, ticaret şirketi olmasına karşın, diğer şirketlerden belli hususlarda farklılık göstermektedir. Kooperatifleri sermaye şirketlerinden (anonim şirket, limited şirket ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketten) ayıran en belirgin özellik ise “amaç” yönünden ortaya çıkmaktadır.  Bu çerçevede, kooperatifler ile diğer ticaret şirketleri arasındaki farklar aşağıdaki gibi sıralanabilir: 19

  • Kooperatiflerde amaç ortakların ekonomisini iyileştirmek, bunların ihtiyaçlarını müştereken daha kolay ve daha ucuza temin etmek ve menfaatlerini korumak iken, diğer ticaret şirketleri kazanç sağlayıp bunu ortaklarına dağıtmak için kurulurlar. Dolayısıyla, kooperatiflerde asıl ve nihai hedef kâr değil, ortaklara hizmettir.
  • Şirketler sermaye egemenliğine dayalı olup, ortaklarının sermayelerine olabildiğince fazla kâr sağlamak için çalışırlar. Ayrıca şirketlerde mal veya hizmeti arz edenler ile talep edenler farklı iken (satıcı – müşteri), kooperatiflerde teşebbüs sahipleri ile müşteriler aynı kişiler, başka bir anlatımla kooperatifin ortaklarıdır. O halde, şirketlerde hedef kitle müşterilerdir (şirketin dışındakilerdir), kooperatiflerde hedef kitle ise ortaklardır. Keza kooperatiflerde ortak dışı işlemler sınırlandırılmıştır. Kooperatifler ortakların ürettiği ürünleri değer fiyatına satın alır; ayrıca ortaklarına uygun fiyata ve kaliteli üretim girdileri, tüketim maddeleri, konut vb. sağlarlar.
  • Şirketlerde birinci amaç kârdır, toplumsal ve sosyal amaç hemen hemen hiç yoktur. Oysa kooperatiflerde sosyal amaç ve ortağa hizmet yaşamsal temel öğelerden biridir. Bu bağlamda, şirketler verimli ve en çok kâr getirecek alanlarda faaliyet gösterme gayreti içindedir. Kooperatifler ise aşırı bir zarar olmamak kaydıyla, kâr sağlasın sağlamasın hangi hizmet ortaklar için gerekliyse onu gerçekleştirmeye çalışır.
  • Şirketler sermaye egemenliğine dayalı olup asıl unsur sermaye iken, kooperatiflerde kişi unsuru ön plana çıkmaktadır. Bu doğrultuda şirket, hissedarlarının koyduğu sermaye ile amacını gerçekleştirmeye çalışır. Kooperatifler ise amaçlarını gerçekleştirmek için ortaklarının işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet araçlarını kullanır.
  • Şirketlerde elde edilen kâr, ortaklara payları oranında dağıtılır ve buna “temettü/ kâr payı” denir. Kooperatiflerde ise elde edilen olumlu gelir gider farkının bir bölümü ortakların kooperatif ile yaptığı alışveriş oranına göre ortaklara dağıtılır ve buna “risturn” denir. Ancak, yeri gelmişken belirtelim ki, kooperatiflerin amacı olumlu gelirgider farkı elde etmekten ziyade ortaklarının ekonomilerini desteklemektir.
  • ise bir kişinin alabileceği ortaklık payına ilişkin sınırlama bulunmamaktadır. Her ortak gücüne göre istediği kadar pay alma hakkına sahiptir.
  • Şirketlerde sermaye miktarı belirli ve sabittir; kanunda öngörülen kurallar dâhilinde bu sermaye artırılabilir. Kooperatiflerde ise gönüllü ve serbest giriş (açık kapı) ilkesinin bir sonucu olarak sermaye değişkendir. Ortak giriş ve çıkışları ile kooperatifin sermayesi kendiliğinden azalır ve çoğalır. Bu nedenle, sermaye şirketlerinde olduğu gibi sermayenin artırılıp azaltılması için bir usulün uygulanması gerekmemektedir. 1163 sayılı Kanunda açıkça hükme bağlandığı üzere, sermaye miktarı sınırlandırılarak kooperatif kurulamaz.20
  • Şirketlerde ortaklar koymuş  oldukları  sermaye payı miktarına göre oya sahipken, eşitlik esası kapsamında kooperatiflerde her ortak, ne kadar paya sahip olursa olsun sadece bir oya sahiptir (bir ortak=bir oy ilkesi). Bu durumda, sermaye şirketlerinde ortaklar, sahip oldukları sermaye oranında şirket yönetiminde söz sahip olurlar. Kooperatiflerde ise demokratik yönetim ilkesi gereği herkes eşit olarak seçme ve seçilme hakkına sahip olduğundan her ortak yönetimde yer alabilir.
  1. Sonuç

1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kooperatiflerin amacı, ortakların belirli ekonomik faaliyetlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumaktır.

Anılan Kanun ve Türk Ticaret Kanunu gereğince kooperatifler birer ticaret şirketidir. Ancak, kooperatifler zaman zaman dernek, vakıf, sendika, siyasi parti ve diğer ticaret şirketleri gibi kişi ve mal toplulukları ile karıştırılabilmektedir. Söz konusu özel hukuk tüzel kişileri ile kooperatiflerin benzer özellikleri bulunsa da, bu kuruluşlar çeşitli yönlerden farklı özellikleri haizdir.

Kişi birlikleri olan kooperatiflerin asıl amacı, ortaklarının ekonomisini geliştirmektir; kâr elde edip, bunu ortaklarına paylaştırmak kooperatiflerin konusu ve amacı dışında kalır. Kooperatifler, ortaklarının ekonomisini iyileştirmek ve geliştirmek için karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet araçlarını kullanırlar.

Bu sebeple, kooperatiflerin amacı, diğer kişi ve mal topluluklarının amaçlarından farklıdır ve kooperatifleri anılan kuruluşlardan ayıran en temel unsur kuruluş amacıdır. Bunun yanında, kooperatiflerde odak kavram, sermaye değil, kişilerdir.

Dolayısıyla bu kuruluşları, bir araya gelmiş ve bir amaç doğrultusunda emek ve/veya sermayelerini bu amaca özgülemiş kişiler oluşturur.

 

Kaynakça

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu (10.05.1969 tarihli ve 13195 sayılı R.G.).

2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu (24.04.1983 tarihli ve 18027 sayılı R.G.).

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (08.12.2001 tarihli ve 24607 sayılı R.G.).

5146 sayılı Kooperatifler Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (07.05.2004 tarihli ve 25455 sayılı R.G.).

5253 sayılı Dernekler Kanunu (23.11.2004 tarihli ve 25649 sayılı R.G.).

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (14.02.2011 tarihli ve 27846 sayılı R.G.).

6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu (07.11.2012 tarihli ve 28460 sayılı R.G.).

Anayasa Mahkemesinin 13.01.1987 tarihli ve E.1985/22, K.1987/2 sayılı kararı (05.07.1987 tarihli ve 19508 sayılı R.G.).

Aypek, Nevzat, Kooperatif İşletmelerin Sermaye Şirketleri ile Karşılaştırılması ve Yönetsel Tespitler, Karınca Dergisi, Aralık 2003, S.804.

Baş, Serkan, Kooperatiften Çıkma, Kocaeli Üniversitesi, Kocaeli 2006.

Çağlayan, Ramazan, Hukukumuzda Kamu Tüzel Kişiliği Kavramı ve Kıstasları, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, 2016, S.7.

Çiftçi Kılıçarslan, Mine, Kooperatiflerde Ortakların Hak ve Yükümlülüklerinin Kapsamı, Erciyes Üniversitesi, Kayseri 2019.

Deryal, Yahya, Türk Hukukunda Kooperatiflerin Hukuki Niteliği Sorunu, Prof. Dr. Oğuz İmregün’e Armağan, Beta Basın Yayın, İstanbul 1998.

Erçin, Ferhat, Türk Hukukunda Kooperatif Tüzel Kişiliğinin Ayırıcı Özellikleri, Der Yayınları, İstanbul 2005.

Kooperatifçinin El Kitabı, Lalekent Konut Yapı Kooperatifi Birliği, Eğitim Yayınları Dizisi 1, Ankara 1995.

Özmen, Kemal, Kooperatifler (Açıklamalı – Uygulamalı – İçtihatlı), Seçkin Yayıncılık, Ankara 2018.

Poroy, Reha, Tekinalp, Ünal ve Çamoğlu, Ersin, Ortaklıklar Hukuku-II, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2017.

Üstün, Yusuf ve Aydın, Muhittin, Kooperatifler Hukuku, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, Ankara 2014.

1) Ramazan Çağlayan, Hukukumuzda Kamu Tüzel Kişiliği Kavramı ve Kıstasları, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, 2016, S.7, s.373.

2) Reha Poroy, Ünal Tekinalp ve Ersin Çamoğlu, Ortaklıklar Hukuku-II, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2017, s.588.

3) Nevzat Aypek, Kooperatif İşletmelerin Sermaye Şirketleri ile Karşılaştırılması ve Yönetsel Tespitler, Karınca Dergisi, Aralık 2003, S.804, s.3.

4)  5253 sayılı Dernekler Kanunu, 23.11.2004 tarihli ve 25649 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

5) Yusuf Üstün, Muhittin Aydın, Kooperatifler Hukuku, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, Ankara 2014, s.10-11.

6) Anayasa Mahkemesinin 13.01.1987 tarihli ve E.1985/22, K.1987/2 sayılı kararı, 05.07.1987 tarihli ve 19508 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

7) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 14.02.2011 tarihli ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

8) Kemal Özmen, Kooperatifler (Açıklamalı – Uygulamalı – İçtihatlı), Seçkin Yayıncılık, Ankara 2018, s.28.

9) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, 08.12.2001 tarihli ve 24607 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

10) Mine Çiftçi Kılıçarslan, Kooperatiflerde Ortakların Hak ve Yükümlülüklerinin Kapsamı, Erciyes Üniversitesi, Kayseri 2019, s.14.

11) Ferhat Erçin, Türk Hukukunda Kooperatif Tüzel Kişiliğinin Ayırıcı Özellikleri, Der Yayınları, İstanbul 2005, s.122.

12) 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, 07.11.2012 tarihli ve 28460 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

13) Yahya Deryal, Türk Hukukunda Kooperatiflerin Hukuki Niteliği Sorunu, Prof. Dr. Oğuz İmregün’e Armağan, Beta Basın Yayın, İstanbul 1998, s.196.

14) Mine Çiftçi Kılıçarslan, age, s.15.

15) 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu, 24.04.1983 tarihli ve 18027 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

16) Serkan Baş, Kooperatiften Çıkma, Kocaeli Üniversitesi, Kocaeli 2006, s.19.

17) 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, 10.05.1969 tarihli ve 13195 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

18) 5146 sayılı Kooperatifler Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 07.05.2004 tarihli ve 25455 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

19) Yusuf Üstün, Muhittin Aydın, age, 11-12; Kooperatifçinin El Kitabı, Lalekent Konut Yapı Kooperatifi Birliği, Eğitim Yayınları Dizisi 1, Ankara 1995, s.6.

20) Ferhat Erçin, age, s.151.

Kaynak: Karınca mart/2020-999 sayı

Hakkında kooperatif

Check Also

KOOPERATİF TANIMI VE FAYDALARI – ABDULLAH ÇAVUŞ/E.VERGİ MÜFETTİŞİ (18.03.2023)

KOOPERATİF TANIMI VE FAYDALARI ABDULLAH ÇAVUŞ/E.VERGİ MÜFETTİŞİ (18.03.2023) Ülkemizde kooperatifçilikle ilgili özel ve temel kanun …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir