Anasayfa / Genel / KOOPERATİFLERDE SIR SAKLAMA

KOOPERATİFLERDE SIR SAKLAMA

KOOPERATİFLERDE ORTAKLARIN SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Mustafa YAVUZ/Gümrük ve Ticaret Uzmanı

1.Giriş

Mustafa YAVUZ* Kooperatiflerin en temel amacı, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumaktır.

Kooperatiflerde ortak ile kooperatif arasında hukuki bir ilişki mevcuttur. Bu ilişki gereğince her ortak bir takım hak, borç ve yükümlülüklere sahiptir.1

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 2  (KoopK) ve örnek anasözleşmeler kapsamında kooperatif ortaklarının yükümlülükleri; sır saklama yükümlülüğü, ortaklık payını ödeme yükümlülüğü, ek ödeme yükümlülüğü, iflas halinde oluşacak borcun ödenmesi yükümlülüğü, ortaklık payı dışındaki ödemeleri yapma yükümlülüğü, kooperatif hakkında yanlış bilgi vermeme yükümlülüğü, haksız yere ve kötüniyetli alınan risturnun iadesi yükümlülüğü, anasözleşmede yer alan kurallara göre belli bir miktarda mal alımı ya da teslimi yükümlülüğü şeklinde sıralanabilir.

Kooperatiflerin menfaatleri ile ortakların menfaatleri arasında bir denge kurularak oluşturulan hak ve yükümlülüklerin başında bilgi edinme hakkı ile ortakların sır saklama yükümlülüğü gelmektedir. Sır saklama yükümlülüğü esasen, bilgi edinme hakkının sınırlarını da belirlemektedir.

Kooperatiflerde ortakların sır saklama yükümlülüğü, 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanununun 363. maddesindeki düzenlemeye paralel olarak, KoopK’nın 25. maddesinde düzenlenmiştir.

İşte bu çalışmada, kooperatiflerde ortakların sır saklama yükümlülüğü tüm yönleriyle ele alınmış ve incelenmiştir. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi bakımından öncelikle ortakların bilgi edinme hakkına ilişkin genel bilgi verilmiştir.

  1. Kooperatifler Kanununa Göre Kooperatif Ortaklarının Bilgi Edinme Hakkı

Bilgi edinme hakkı, kooperatiflerde denetçiler eli ile yapılan korporatif denetlemeyi tamamlamak üzere kooperatifin iktisadi ve mali durumunun, egemenlik ilişkilerinin ve yönetimde yer alan ortakların elde ettiği menfaatlerin tam olarak anlaşılması ve bu suretle hakların bilinçli bir şekilde kullanılması amacıyla ortaklara tanınmış, bağımsız, devredilemeyen ve reddedilemeyen3  bireysel ve müktesep bir haktır. Söz konusu hak KoopK’nın 24. ve 25. maddelerinde düzenlenmiştir. Bilindiği üzere, anılan Kanunun 98. maddesinde yapılan atıf dolayısıyla, kooperatifler hakkında KoopK’da düzenlenmeyen hususlarda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun4  (TTK) ilgili hükümleri tatbik olunmaktadır. Bu halde, KoopK’da yer alan hususlar hariç olmak üzere, anonim şirket pay sahiplerinin bilgi alma ve inceleme hakkını düzenleyen TTK’nın 437. maddesi kooperatifler hakkında da uygulanmaktadır.

KoopK’nın 24. maddesine göre, yönetim kurulunun gelir gider farklarının dağıtım şekli hakkındaki tekliflerini ihtiva eden yıllık çalışma raporu ile bilanço ve denetçilerin tanzim edecekleri rapor genel kurulun yıllık toplantısından en az 15 gün öncesinden itibaren bir yıl süre ile kooperatif merkezinde ve varsa şubelerinde ortakların incelemesine sunulur.  Talep eden ortaklara bilanço ve gelir gider farkı hesaplarının birer suretinin verilmesi zorunludur.  Ortakların bilgi edinmek hakkı, anasözleşme veya kooperatif organlarından birinin kararıyla bertaraf edilemez veya sınırlandırılamaz. Dolayısıyla bu haklar, vazgeçilmez nitelikte müktesep ortaklık hakkıdır.

Öte yandan, ortaklar genel kurulda, yönetim kurulundan kooperatifin işleri, denetçilerden denetimin yapılma şekli ve sonuçları hakkında bilgi isteyebilir. Verilecek bilgiler, hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olmalıdır (KoopK md. 98, TTK md. 437/2).

Ayrıca, genel kurulun açık bir müsaadesi veya yönetim kurulunun kararı ile ortaklar, kooperatifin ticari defterleri ve haberleşme ile ilgili hususlarını inceleyebilir.

Bilgi edinme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve KoopK ve TTK’nın ilgili hükümlerine göre bilgi alamayan ortaklar, reddi izleyen 10 gün içinde, diğer hallerde de makul bir süre içerisinde kooperatifin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurabilir (KoopK md. 98, TTK md. 437/5).

  1. Kooperatif Ortaklarının Sır Saklama Yükümlülüğü

Kooperatiflerde ortaklardan hiçbiri, incelenmesine genel kurulun açık izni veya yönetim kurulunun kararı ile müsaade edilen defter ve belgelerden öğrendikleri sırlar hariç, kooperatifin iş sırlarını öğrenmeye yetkili değildir. Ortaklar ne suretle olursa olsun öğrenmiş olduğu kooperatife ait iş sırlarını, sonradan ortaklık hakkını kaybetmiş olsa dahi, daima gizli tutmak ve diğer ortaklar dâhil üçüncü kişilere açıklamamakla yükümlüdür (KoopK md. 25).

Sır saklama yükümlülüğünün amacı, kooperatifin üçüncü kişilerce öğrenilmesinde sakınca olan ve dolayısıyla üçüncü kişiler tarafından öğrenilmesi kooperatife zarar verecek bilgilerin açıklanmasını engellemek5 , bir başka anlatımla, ortakların bir şekilde elde ettiği sırları kullanarak kooperatife zarar vermesini önlemektir. Sır, gizli tutulup söylenmemesi, kimseye açıklanmaması gereken şey anlamına gelmektedir.

Genel olarak sır; işitmek, görmek veya sair suretlerle öğrenilen ve maddi varlığa sahip bulunmayan, gizli veya sınırlı sayıda kişi tarafından bilinen ve saklı tutulması lazım olan bir husus şeklinde tanımlanmaktadır. Ortaklar yönünden bir hususun kooperatif sırrı olarak nitelendirilmesi için; olay, f ikir, görüş, iş ve işlem olarak gerçekte var olması, sınırlı sayıda kişilerce bilinmesi, ilgililerce üçüncü kişiler tarafından öğrenilmesinin istenmemesi, saklanmasında şirketin bir yararının bulunması gibi unsurları ihtiva etmesi gerekir.6

Dolayısıyla, ortaklar da dâhil olmak üzere üçüncü kişiler tarafından bilinmesinde kooperatif menfaatleri açısından sakıncalı olan hususlar “sır” olarak nitelenebilir.7  Daha açık ifadeyle, kooperatif ile bağlı işletme ve fabrikalarını ilgilendiren bütün muamele, fiil ve işlere ilişkin olup da açıklanması kooperatif aleyhine zarar doğuran veya zarar doğurması ihtimali bulunan ve kooperatifin konusuyla ilgili olan sırların kooperatifin iş sırları olarak kabul edilmesi gerekir.8

Ortağın kooperatife ait iş sırlarını öğrenmesi, incelenmesine izin verilen defter ve vesikaların incelenmesi sonucu gerçekleşebileceği gibi, diğer yollardan, örneğin gizli olarak belgeleri incelemesi, kooperatif çalışanlarından bilgi sızdırması şeklinde de gerçekleşebilir. İş sırlarını öğrenme şekli nasıl olursa olsun, ortak öğrendiği sırları gizli tutmak zorundadır. Ortağın şirketin iş sırlarını öğrenmesi herhangi bir yaptırıma tabi değildir. Aşağıda da belirtileceği üzere, ortağın sorumluluğuna yol açan husus, öğrendiği sırları açığa vurması ve üçüncü kişilere aktarmasıdır. Ortak öğrendiği sırları açıklamadığı sürece KoopK md. 25 kapsamında sorumlu tutulamaz.9

Diğer taraftan, sır saklama yükümlülüğü, sadece ortak olunan dönemde değil, ortaklıktan ayrılınması halinde de geçerliliğini korumaktadır. Bununla beraber, ortak kooperatif hakkında öğrendiği bilgilerden kendine menfaat/yarar sağlasa dahi, kural olarak bu davranış sır saklama yükümlülüğüne aykırılık teşkil etmez. 10

Bunun yanında, ortakların sır saklama yükümlülüğünün süresi konusunda Kanunda herhangi bir açıklık bulunmamaktadır. Aynı şekilde TTK’da da belirli bir süre öngörülmemiştir. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 2. ve 3. maddeleri çerçevesinde öğrenilen bilgilerin güncel olduğu, ortakların elde ettiği bilgileri açıkladıkları anda kooperatifin zarara uğrayacağını bilebilecekleri ve objektif olarak herkes tarafından tahmin edilebilecek durumda yükümlülüğün devam ettiği kabul edilir. 11

Aynı zamanda kooperatif ortağı olan yönetim kurulu üyeleri de, görevleri dolayısıyla öğrendikleri iş sırlarını, hem görevleri sırasında hem de görevden ayrıldıktan sonra aynen ortaklar gibi gizlemek durumundadır. Aksi halde, KoopK md. 25’e göre hukuki ve cezai yönden sorumlu olurlar. Öte yandan, aynı Kanunun 68. maddesinde, denetçilerin, görevleri sırasında öğrendikleri ve açıklanmasında kooperatifin veya ortakların şahısları için zarar umulan hususları kooperatif ortaklarına ve üçüncü şahıslara açıklayamayacağı belirtilmiş, ancak bu yasağa aykırı davranışın yaptırımının ne olduğu anılan maddede düzenlenmemiştir.

Bilindiği üzere denetçiler, ortak olan veya olmayanlar arasından seçilir. Ortak olmayan bir kimse de kooperatiflerde denetçi olabilir. Bu halde, sır saklama yükümlülüğüne aykırı davranan denetçi, aynı zamanda ortak ise KoopK’nın 25. maddesine göre, değilse genel hükümlere göre sorumlu olur. Diğer taraftan, anılan madde düzenlemesi kooperatif personelini kapsamamaktadır. Kooperatifin iş sırlarını açıklayan kooperatif personeli hakkında KoopK’da öngörülen sorumluluk halleri uygulanamasa da, 4857 sayılı İş Kanunu ve iş sözleşmesine göre işlem yapılması mümkündür.

Son olarak belirtelim ki, ortakların sır saklama yükümlülüğünün ne kadar süre devam edeceği hususunda KoopK’da bir düzenleme yoksa da, öğrenilen sırların kooperatif tüzel kişiliğinin devam ettiği sürece saklanması gerektiği kabul edilmelidir.

  1. Sır Saklama Yükümlülüğünün İhlali Halinde Hukuki Ve Cezai Sorumluluk

Sır saklama yükümlülüğünü ihlal eden ortaklarla ilgili olarak KoopK’nın 25. maddesinde düzenlenen hukuki ve cezai sorumluluk halleri aşağıda değerlendirilmiştir.

4.1. Hukuki Sorumluluk

Sır saklama yükümlülüğünü yerine getirmeyen, bir başka deyişle kooperatifin iş sırlarını ifşa eden ortaklar, ortaya çıkacak zararlardan dolayı kooperatife karşı sorumludur (KoopK md. 25). Buradaki (hukuki) sorumluluk, meydana gelen zararın tazmin edilmesi anlamını taşımaktadır. Kooperatifin bir zararı yoksa ortağın sorumlu olması mevzu bahis değildir. Ancak, bir sonraki bölümde açıklanacağı üzere, ortağın cezai sorumluluk hali saklıdır.

Kooperatifin karşı karşıya kaldığı zarar, kooperatif malvarlığında doğrudan azalma veya umulan kârdan eksilmeye neden olma (servetteki artışa engel olma) şeklinde tezahür edebilir. Yargı kararlarına göre, oluşan zarar ekonomik bir değer taşımalı ve miktarı tespit edilebilir olmalıdır. Ayrıca, meydana gelen zarar, kooperatifin malvarlığını doğrudan doğruya etkilemelidir.

Söz konusu zararın tazmini için açılacak olan davanın türü, tazminat (hukuki sorumluluk) davası olup, mezkûr dava kooperatif tarafından zarara sebebiyet veren ortaklar aleyhine kooperatif merkezindeki asliye ticaret mahkemesinde açılır.

Davacı konumundaki kooperatifin, ortağın kooperatif sırlarını ifşa ettiğini ve bu davranışından dolayı zarara uğradığını ispatlaması gerekir. Mahkeme tarafından hükmedilen tazminat ise kooperatife ödenir. Öte yandan, ortağın sır saklama yükümlülüğünü ihlal davranışı ile kooperatifin uğradığı zarar arasında illiyet bağı (sebep-sonuç ilişkisi) bulunmalıdır. Bu bağ mevcut değil ise veya ortaya konulamazsa, ortağın sorumluğuna gidilemez.

KoopK’nın 25. maddesinde kooperatiflerin iş sırlarını ifşa eden ortakların sorumluluğunun kooperatife karşı olduğu özellikle vurgulanmıştır. Bu halde diğer ortaklar ve üçüncü kişiler, söz konusu fiilden dolayı doğrudan veya dolaylı olarak zarara uğrasalar dahi tazminat davası açamazlar.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun12  147/4. maddesi hükmü uyarınca, bir ortaklıkta, ortaklıklarla (ve dolayısıyla kooperatiflerle) ortaklar arasındaki davalar beş yıllık zamanaşımına tabi olduğundan, sır saklama yükümlülüğünü ihlal eden ortaklar hakkında açılacak tazminat davalarında da bahsi geçen zamanaşımı süresi uygulanır.

4.2. Cezai Sorumluluk

KoopK’nın 25. maddesinde kooperatiflerin iş sırlarını açıklayan ortaklar ile ilgili olarak hukuki sorumluluk yanında, cezai sorumluluk da öngörülmüştür. Mezkûr maddede öngörülen sır saklama yükümlülüğüne muhalefet suçunun yaptırımı, ilgili ortağın “bir yıla kadar hapis veya adli para cezası” ile cezalandırılmasıdır.

Bahse konu suçun oluşması için kooperatif açısından bir zararın doğması veya zarar tehlikesinin bulunması gerekli değildir. Bu durum anılan maddede, “herhangi bir zarar umulmasa dahi” şeklinde ifade edilmiştir. Dolayısıyla, sır saklama yükümlülüğüne ihlal suçunda, zarar unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediği dikkate alınmaz.

Bununla birlikte, mezkûr suç KoopK’da şikâyete bağlı bir suç olarak düzenlenmiştir. Cumhuriyet Savcılarınca bir kooperatifin iş sırlarının açıklandığı, dolayısıyla sır saklama yükümlülüğüne aykırı davranıldığı öğrenilse dahi, şikâyette bulunulmadıkça, ortak hakkında resen soruşturma yapılamaz ve bu suçla ilgili hiçbir işlem yürütülemez. Kanun koyucu şikâyet hakkını, sadece kooperatife13 tanımıştır. Bu durumda, soruşturmaya başlanabilmesi için kooperatifin, suçun işlendiği ve failini bildiği veya öğrendiği tarihten itibaren altı ay içerisinde şikâyette bulunması şarttır (5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 14  md. 73).

Belirtilen süre içerisinde şikâyette bulunulmaması halinde sır saklama yükümlülüğüne muhalefet eden ortaklar hakkında ceza soruşturması yapılamaz. Altı aylık süre, kesin nitelikte hak düşürücü bir süre olup, kesilmesi veya durması söz konusu değildir.

Sır saklama yükümlülüğü birden fazla ortak tarafından aynı anda ihlal edilmişse, kooperatifin her bir ortak hakkında ayrı ayrı şikâyette bulunmasına gerek yoktur. Biri hakkında yapılan şikâyet, diğer ortaklara da sirayet eder. Kooperatifin hükmün kesinleşmesine kadar geçen sürede şikâyetinden vazgeçmesi durumunda ceza davası düşer. Ancak bu durumun geçerliliği sanık konumundaki ortağın kabulüne bağlıdır.

Sır saklama yükümlülüğüne muhalefet suçunda yaptırım, alternatifli olarak düzenlenmiştir. Buna göre, söz konusu fiili işleyenler, ya bir yıla kadar hapis ya da adli para cezasıyla tecziye edilir. Kanuni sınırlar içinde kalmak kaydıyla hangi cezaya hükmedeceğini hâkim takdir eder.15

TCK’nın 49/2. maddesinde, hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezası olarak ifade edildiğinden söz konusu ceza da “kısa süreli hapis cezası” olarak nitelendirilir.

Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre TCK’nın 50. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlardan birine çevrilebilir ya da aynı Kanunun 51. maddesi kapsamında ertelenebilir. Bunun yanında, adli para cezası için kanun koyucu alt ve/veya üst sınır belirlememiştir.

Bu durumda, fail hakkında adli para cezasının uygulanmasına karar verilmesi halinde mahkeme, TCK’nın 52. maddesi kapsamında 5 gün ila 730 gün arasında bir adli para cezasına hükmeder. Bir gün karşılığı adli para cezasının miktarı, en az 20 ve en fazla 100 TL’dir. Para cezasının miktarı ise failin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.

Öte yandan, kooperatifin amme alacaklarına dair yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediğini gören ve bunu yetkili makamlara ihbar eden bir ortak, kooperatife ait iş sırrını açıkladığı gerekçesi ile KoopK’nın 25. maddesine göre cezalandırılamaz. Amme alacağı mevzuatının emredici hükümlerinin ihlalinin “iş sırrı” olarak kabul edilmesi, bir kanunla gayri meşru kabul edilen davranış ve fiillerin bir diğer kanunla korunması anlamını taşır. 16  Kanun koyucunun söz konusu maddenin sevkinde böyle bir amaç taşımadığı muhakkaktır. Yeri gelmişken belirtelim ki, KoopK’nın 25. maddesinde tanımlanan suçun zamanaşımı süresi, TCK’nın 66/1. maddesi gereğince sekiz yıldır.

  1. Sonuç

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve ilgili diğer mevzuatta kooperatif ortaklarına bazı haklar tanındığı gibi, menfaatler dengesine uygun olarak ortaklar için bazı yükümlülükler de öngörülmüştür. Söz konusu yükümlülüklerden birisini de ortakların sır saklama yükümlülüğü oluşturmaktadır. Kooperatif ortakları, kooperatifin ticari defterleri ve haberleşme ile ilgili hususları, yalnız genel kurulun açık bir izni veya yönetim kurulunun kararıyla inceleyebilir. İncelenmesine müsaade edilen defter ve vesikalardan öğrenilecek sırlar hariç olmak üzere, hiçbir ortak kooperatifin iş sırlarını öğrenmeye yetkili değildir. Her ortak ne suretle olursa olsun öğrenmiş olduğu kooperatife ait iş sırlarını, sonradan ortaklık hakkını kaybetmiş olsa dahi daima gizli tutmak zorundadır.

Sır saklama yükümlülüğünün ihlal edilmesi halinde ortaklar açısından hukuki ve cezai sorumluluk doğmaktadır. Bu kapsamda, sır saklama yükümlülüğünün ihlal edilmesinden dolayı kooperatifin bir zarara uğraması durumunda, ilgili ortak ortaya çıkan zarardan sorumlu olur. Bunun üzerine kooperatifin başvurabileceği yol, uğradığı zararın tazmini için ortak hakkında tazminat davası açmaktır. Ortağın hukuki sorumluluğuna gidilebilmesi için kooperatifin zarara uğraması ve bunun ispat edilmesi şarttır.

Ancak, herhangi bir zarar oluşmasa dahi, sır saklama yükümlülüğüne aykırı davranan ortağın bu davranışı cezai sorumluluğu gerektirir.KoopK’nın 25. maddesine göre sır saklama yükümlülüğü kuralını ihlal eden ortak, herhangi bir zarar umulmasa dahi bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Ortak hakkında ceza soruşturması yapılabilmesi için kooperatif tarafından Cumhuriyet Savcılığına şikâyette bulunulması şarttır. Sır saklama yükümlülüğüne muhalefet suçu, şikâyete bağlı bir suç olarak düzenlendiğinden, şikâyette bulunulmadan ortak hakkında resen soruşturma başlatılmaz ve dava açılamaz.

Bu itibarla, kooperatif ortaklarının, hukuki ve/veya cezai bir yaptırımla karşı karşıya kalmamaları bakımından, Kooperatifler Kanununda öngörülen sır saklama yükümlülüğüne aykırı davranmamaları ve anılan yükümlülüğü ihlal etmeme hususunda gerekli hassasiyeti göstermeleri menfaatlerine olacaktır.

1)  Orhan Nuri Çevik, Anonim Şirketler, Seçkin Kitabevi, Ankara 1988, s.766

2)  1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, 10.05.1969 tarihli ve 13195 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

3)  Reha Poroy, Ünal Tekinalp, Ersin Çamoğlu, Ortaklıklar Hukuku-II, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2017, s.50.

4)  6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 14.02.2011 tarihli ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

5)  N. Füsun Nomer, Anonim Ortaklıkta Pay Sahibinin Sadakat Yükümlülüğü, Beta Yayınları, İstanbul 1999, s.125.

6) Orhan Nuri Çevik, age, s.844-845.

7)  N. Füsun Nomer, age, s.125.

8) Yusuf Üstün ve Muhittin Aydın, Kooperatifler Hukuku, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, Ankara 2014, s.150.

9) Pelin Güven, Türk Hukukunda Kooperatiflerde Ortakların Hakları ve Yükümlülükleri, Marmara Üniversitesi, İstanbul 1993,  s.110.

10)  N. Füsun Nomer, age, s.129.

11) Mine Çiftçi Kılıçarslan, Kooperatiflerde Ortakların Hak ve Yükümlülüklerinin Kapsamı, Erciyes Üniversitesi, Kayseri 2019, s.168.

12)  6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 04.02.2011 tarihli ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

13)  Kooperatif sırlarını açıklayan ortaklar hakkında şikayette bulunma yetkisi, kooperatife temsile yetkili olan yönetim kuruluna aittir. Kanımızca, bu görev yönetim kurulu tarafından yerine getirilmezse, denetçiler de şikayette bulunabilir. Ortaklar doğrudan suç duyurusunda bulunma yetkisine sahip olmayıp, böyle bir suçun işlendiğini öğrenmeleri halinde kooperatife başvurmaları gerekir.

14)  5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 12.10.2004 tarihli ve 25611 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

15)  Erol Çetin, Ceza Hukuku Açısından Kooperatifler ve Kooperatiflerde İşlenen Suçlar, Yetkin Yayınları, Ankara 2004, s.205-206.

16)  Bumin Doğrusöz, Anonim Şirket Ortağının Vergi İdaresine İhbarda Bulunması Suç mudur? Dünya Gazetesi, 06.01.2005.

Kaynak: Karınca eylül/2020-1005 sayı

 

Hakkında kooperatif

Check Also

KOOPERATİF TANIMI VE FAYDALARI – ABDULLAH ÇAVUŞ/E.VERGİ MÜFETTİŞİ (18.03.2023)

KOOPERATİF TANIMI VE FAYDALARI ABDULLAH ÇAVUŞ/E.VERGİ MÜFETTİŞİ (18.03.2023) Ülkemizde kooperatifçilikle ilgili özel ve temel kanun …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir